SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİLU’S-SAHABE BAHSİ

<< 2409 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

38 - (2409) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا عبدالعزيز (يعني ابن أبي حازم) عن أبي حازم، عن سهل بن سعد. قال:

 استعمل على المدينة رجل من آل مروان. قال فدعا سهل بن سعد. فأمره أن يشتم عليا. قال فأبى سهل. فقال له: أما إذا أبيت فقل: لعن الله أبا التراب. فقال سهل: ما كان لعلي اسم أحب إليه من أبي التراب. وإن كان ليفرح إذا دعي بها. فقال له: أخبرنا عن قصته. لم سمي أبا التراب؟ قال: جاء رسول الله صلى الله عليه وسلم بيت فاطمة. فلم يجد عليا في البيت. فقال "أين ابن عمك؟" فقالت: كان بيني وبينه شيء. فغاضبني فخرج. فلم يقل عندي. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لإنسان "انظر. أين هو؟" فجاء فقال: يا رسول الله! هو في المسجد راقد. فجاءه رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو مضطجع. قد سقط رداؤه عن شقه. فأصابه تراب. فجعل رسول الله صلى الله عليه وسلم يمسحه عنه ويقول "قم أبا التراب! قم أبا التراب!".

 

[ش (ولم يقل عندي) من القيلولة. وهي النوم نصف النهار].

 

{38}

Bize Kuteybe b. Said rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü'l-Aziz (yâni İbni Ebi Hâzim) Ebû Hâzim'den, o da Sehl b. Sa'd'dan naklen rivayet etti. Sehi şöyle demiş:

 

Medine'ye Mervan hanedanından bir zât vali tâyin edildi. (Bu zat) Sehl b. Sa'd'i çağırarak Âli'ye sövmesini emretti, Sehl buna razı olmadı. Vali ona :

 

  Madem ki, buna  razı olmuyorsun (hiç olmazsa) Allah Ebû't-Türab'a lanet etsin de! dedi. Bunun üzerine Sehl şunu söyledi:

 

  Ali'nin kendince Ebû't-Türab'dan daha sevimli bir ismi yoktu. Bu isimle çağrıldığı vakit gerçekten sevinirdi. Bu sefer vali:

 

  Bize onun kıssasını haber ver! Ona niçin Ebû Turab ismi verildi, dedi. Sehl şunu söyledi :

 

  Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Fâtıme'nin evine geldi de Ali'yi evde bulamadı. Ve (Fâtıme'ye)

 

«Amcan oğlu nerede?» diye sordu. Fâtıma :

 

  Aramızda bir şey oldu. Beni kızdırdı da çıktı (gitti). Yanımda kaylule yapmadı, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir insana :

 

«Bak şu nerede!» dedi. (Adam gitti.) Geldi ve:

 

  Yâ Resûlallah, o mescidde uyuyor, dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onun yanına geldi. Ali uzanmış; örtüsü bir tarafından düşmüş, kendisi topraklanmıştı: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) toprağı ondan silmeye başladı, hem..:

 

«Kalk Eba't-Turabi Kalk Eba't-Türab!»  diyordu.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri «Kitâbu's-Salâtda tahric etmiştir.

 

Ebû Turab: Toprak babası demektir. Bu hadisde beyan edildiği vecihle kendisine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ebû Türab diye hitab ederek latife yaptığı için Hz. Ali bunu künye ittihaz etmiş ve sevmiştir.

 

Kaylûle: Yerinde de görüldüğü vecihle günün ortasında uykuya yat-.maktuv Bâzıları uyku olsun olmasın günün ortasında yapılan istirahata kaylule denildiğini söylemişlerdir

 

Hadis-i şerif rnescidde fakirlerle yabancılardan başkalarının da uyuyup kaylule yapabileceklerine ve kızmamak şartıyle dargın bir kimseye kendi künyesinden başka bir künye ile hitab ederek şakalaşmanın caiz olduğuna delildir.

 

Söğme meselesi hakkındaki te'vili babımızın Muâviye hadisinde görmüştür.